SULU BOYA 101
Herkese merhaba!
Bugünkü blog yazımı, sulu boyaya başlamak isteyen ama cesaret edemeyen veya aldığı sonuçlardan memnun olmadığı için bırakmak isteyenler için yazıyorum. Konumuz; en yaygın sulu boya hataları.
Detaylara girmeden önce, en büyük hatayla başlayayım: Erken pes etmek :) Emin olun aşağıdaki hataların hepsini ve daha fazlasını ben de yaptım. Hatta, bu sene sulu boya yolculuğumun 10. senesi ve hala hatalar yaptığım oluyor. Yani ilk ve en önemli tavsiyem şu: Hataları bir engel olarak değil, bir deneyim olarak görüp, pratik yapmaya devam etmeniz. Pes etmediğiniz sürece büyük bir hızla yeteneğinizin gelişeceğine emin olabilirsiniz.
Herkes düzenli pratik yapma moduna girdiyse, şimdi teknik hataları incelemeye başlayabiliriz:
1) AZ SU KULLANMAK
Yıllardır verdiğim sulu boya atölyelerinde gördüğüm en yaygın hatayla başlıyorum listeye: Yetersiz su kullanımı. Sulu boya, doğru su-pigment oranında en iyi performansı gösterir; bu nedenle fırçanıza yeterince su almadan kullanmak, kesik fırça darbelerine ve çizimin akışının bozulmasına sebep olur.
2) FAZLA SU KULLANMAK
Tuzak gibi bir ikinci maddeyle geliyorum: Fazla su kullanmak da yaygın bir hata :D Her çizime boyamak istediğiniz yüzey boyutunu göz önünde bulundurarak başlamak gerekiyor. Fırçanızdaki su miktarı boyanacak yüzey için çok fazlaysa, kağıtta oluşan havuzlar düzensiz bir şekilde kuruyacaktır, bu da istemediğiniz sonuçlar elde etmenize sebep olabilir.
3) YANLIŞ KAĞIT SEÇİMİ
Bu maddeye başlamadan önce bir önceki sulu boya materyalleri yazımı buraya bırakıyorum. Kağıtlarla ilgili pek çok detaylı bilgiyi bir önceki yazıda bulabilirsiniz. Ama tekrarlamaktan zarar gelmez; çünkü yanlış kağıt seçimi, sulu boya resimlerinizin istediğiniz sonuçları vermemesinin en büyük nedenlerinden biri.
Sulu boya kağıdı (veya defteri) alırken dikkat etmeniz gereken çok basit birkaç detay var, hemen tekrarlayalım:
Minimum 300 gr kalınlıkta olması (200 gr falan da tam kurtarmıyor, bilginize)
Yapmak istediğiniz çizimlere uygun dokuda olması (bol sulu, büyük yüzeyler boyamak için "Cold Pressed", daha detaylı ve küçük çizimler için "Hot Pressed" öneririm)
Kaliteli bir kağıt markası olması (bütçenize göre Fabriano, Arches, Canson & Vox'a bakabilirsiniz)
Bu kadar! Bu üç maddeyi dikkate aldıktan sonra kağıt konusunu dert etmenize gerek kalmayacak!
4) YANLIŞ KALINLIKTA FIRÇA KULLANMAK
Kullanılan fırça kalınlığı genelde ilk başlayanlarda göz ardı edilen bir detay. Ama sulu boyaya doğru bir şekilde başlamak istiyorsanız, çizimlerinizin boyutunu göz önünde bulundurarak fırça seçimini yapmalısınız. Örneğin büyük bir yüzeyi ince bir fırçayla boyamak, hem çok daha uzun sürecek, hem de boyanan kısımlar hızla kuruduğu için yumuşak ve pürüsüz bir yüzey elde etmek imkansız olacaktır. Uygun boyutlu bir fırça ile hızlı bir şekilde yüzeyi boyayıp, pürüzsüz geçişler yaratabilirsiniz.
5) DÜŞÜK KALİTELİ BOYA SEÇİMİ
Bu maddede tekrar sulu boya materyalleri yazımın linkini bırakmam gerekiyor :) Seçtiğiniz boya markasının iyi bir marka olması, pigmentlerinin canlı ve renk karıştırmaya uygun, kaliteli pigmentler olması çok çok önemli. Bütün diğer adımları doğru atsanız bile, boyanızın pigmentleri iyi değilse, yaptığınız çizim istediğiniz gibi bir sonuç vermeyecektir.
Yıllardır kendi kullandığım markaları burada da paylaşayım: Van Gogh 12'li set, St. Petersburg 24'lü set (Sonnet) ve Winsor & Newton .
Not: Kişisel favorim, St. Petersburg.
6) ÇAMURUMSU RENKLER
Geldik son hataya; renk kontrolü ve bulanık renkler. Üstteki tüm maddeler kolaylıkla düzeltilebilir ama renk kontrolü uzun sürecek bir yolculuk. Bunu en başta belirtmemin nedeni, renkleri istediğiniz gibi kontrol edemediğiniz için sulu boyaya küsmenizi istememem :)
Sulu boyaya ilk başlayanların karşılaştığı en yaygın sorunlardan biri, "çamur yapma" olarak isimlendirdiğim bir hata.
İki veya daha fazla rengi karıştırdığınızda hayal ettiğiniz tonlar yerine, gri-kahverengi karışımı çamurumsu bir renk elde ediyorsanız, renk kontrolü konusunda biraz pratik yapmanız gerekiyor olabilir. Bu çamur tonunun sebeplerinden biri, boyadığınız yüzeye çok fazla sayıda renk eklemektir. Ben genellikle üzerinde çalıştığım yüzeye 2-3 renkten fazlasını eklemiyorum.
Çamur tonları elde etmenin diğer sebebi de renk teorisi konusundaki bilgi eksikliği. Renk teorisi konusunu ayrı bir yazıda işleyeceğim, kendi başına çok derinlikli bir konu çünkü. Şimdilik özet geçmem gerekirse, kontrast renkleri (mavi-turuncu, yeşil-kırmızı & sarı-mor) birbirine karıştırarak kullanmak, kahverengi-gri tonları ortaya çıkarır. İç içe geçen, canlı renkler yaratmak istiyorsanız, kontrast renklerden kaçınmanız gerekir. Bir örneğini görmek isterseniz, aşağıdaki analog renkleri ve kontrast renkleri karıştırma görselini inceleyebilirsiniz.
Şimdilik renk kontrolünü burada bırakalım. Ama merak etmeyin, sulu boyada uzmanlaşabilmenin anahtarlarından biri renk kontrolü olduğu için, daha bu konuyla ilgili daha pek çok yazı yazacağım, böylece detaylı bir rehber eşliğinde pratik yapabileceksiniz.
Birlikte illüstrasyon dünyasına dalmaya devam edeceğiz, bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
Beliz
Comments